Tanzimat Dönemi Edebiyatının Oluşumu ve Özellikleri

Batı Uygarlığı Etkisindeki Türk edebiyatının başlangıcı Tanzimat edebiyatıdır. Tanzimat edebiyatı, Tanzimat’ın ilanından yaklaşık yirmi yıl sonra, 1860’ta başlamış, Servet-i Fünun edebiyatının başladığı 1896 tarihine kadar sürmüştür. Sanat ve edebiyat akımları ya da dönemleri için belli bir tarihin esas alınması her ne kadar yanlışsa da çeşitli kaynaklarda Tanzimat edebiyatının, 1860’ta Şinasi’nin Agâh Efendi ile birlikte çıkardıkları “Tercüman-ı Ahval” gazetesi ile başladığı kabul edilmektedir. Tanzimat edebiyatı, bir “dönem edebiyatı”dır. Ancak bu dönem, demokratik hak ve özgürlükler, yönetici-sanatçı ilişkileri yönünden farklı nitelikler taşır. Tanzimat sanatçıları, 1877’de II. Abdülhamit’in Birinci Meşrutiyet Meclisi’ni kapatmasına kadar süren dönemde, toplum sorunlarıyla ilgilenen, sınırlı da olsa demokratik hak ve özgürlükleri kullanabilen sanatçılardır. Oysa, II. Abdülhamit’in 1877’de başlayan baskıcı yönetimi, sanat ve edebiyatta önemli değişikliklere yol açar. Bu nedenle, Tanzimat edebiyatını, BİRİNCİ DÖNEM (1860- 1877) ve İKİNCİ DÖNEM (1877-1896) olarak incelemek gerekmektedir

Birinci Dönem Tanzimat Edebiyatı Özellikleri

  • Sanat, toplumun batılılaşması için bir araç olarak kullanılmış; bu nedenle “toplum için sanat” anlayışı benimsenmiştir.
  • Halka, halkın anlayabileceği bir dille seslenmek için, yapıtlar “yalın Türkçe” ile yazılmaya çalışılmış; ama bunda yetersiz kalınmıştır.
  • Yeni düzyazı türlerinin edebiyata girmesiyle birlikte, cümleler kısaltılmış, noktalama işaretleri kullanılmaya başlanmıştır. Divan düzyazısının süslü, sanatlı anlatımı yerine düşünce özü taşıyan bir anlatım hedeflenmiştir.
  • Şiirde, yeni konular (yurt, ulus, özgürlük, insan hakları, hukukun üstünlüğü…) ele alınmış; ama Divan edebiyatı nazım biçimleri (gazel, kaside, terkib-i bent…) bırakılamamıştır.
  • Fransız edebiyatı örnek alınmış, klasisizmin ve romantizmin etkisinde kalınmıştır.
  • İlk örnekleri bu dönemde verilen roman, teknik bakımdan zayıf ve kusurludur. “Alafrangalık özentisi, aile sarsıntıları, evlilik, köle ticareti…”, bu dönem romanının başta gelen konularıdır.
  • Tiyatro, toplumun eğitimi için bir okul gibi görülmüş, sahne tekniği ve dil bakımından başarılı örnekler verilmiştir.
  • Not: Bu dönem, bir “ilk’ler edebiyatı” olup “Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa Okulu” olarak da adlandırılır.

Tanzimat Dönemi Edebiyatında İlkler

  • Özel Türkçe gazete: Tercüman-ı Ahval, Şinasi, Agâh Efendi (1860).
  • Makale: Mukaddime, Şinasi (Tercüman-ı Ahval’in ilk başyazısı). Tiyatro: Şair Evlenmesi, Şinasi (1859).
  • Çeviri roman: Tercüme-i Telemak, Yusuf Kâmil Paşa (Fenelon’dan, 1859).
  • Yerli roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat, Şemsettin Sami (1872).
  • Edebi roman: İntibah, Namık Kemal (1876).
  • Tarihi roman: Cezmi, Namık Kemal (1880).
  • Köy romanı: Karabibik, Nabizade Nazım (1890).
  • Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Namık Kemal (1885).

İkinci Dönem Tanzimat Edebiyatının Özellikleri

  • Sanatçılar, toplumsal sorunlardan uzaklaşmış, “sanat için sanat” eğilimi içine girmişlerdir.
  • Dilde sadeleşme çabaları duraksamış, dil ağırlaşmıştır.
  • Şiirin konusu genişletilmiş, şiirde biçim bakımından da yenilikler görülmeye başlanmıştır.
  • Birinci dönem sanatçılarına göre roman ve öyküde daha yetkin ürünler verilmiş, teknik bakımdan güçlü yapıtlar görülmeye başlanmıştır. Romanda realizmin etkisi başlamış, ilk realist roman (Recaizade Ekrem: Araba Sevdası) yazılmıştır. Natüralizmin etkileri görülen ve ilk köy romanı kabul edilen, Nabizade Nazım’ın Karabibik adlı yapıtı da bu dönemin ürünüdür.
  • Tiyatro önemini yitirmiş, birinci dönemde başlatılan olumlu gelişmeler devam ettirilememiş; sahne dili zayıf, oynanma amacı olmayan ürünler verilmiştir.
  • Not: Bu dönem, Servet-i Fünun anlayışının hazırlayıcısı da sayılan “Ekrem-Hâmit-Sezai Okulu” diye de anılır.

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.