Tekke Edebiyatı

Tekke Edebiyatı Genel Özellikleri
1- İslamiyet’in temel ilkelerine dayanarak nefsi arıtıp ahlaki güzelleştirerek dini yaşama ve bu yolla Allah’a ulaşma düşüncesine tasavvuf denir. Tasavvuf kültürüyle yetişmiş aydınların oluşturduğu ve tekkelerde gelişmiş edebiyattır.
2- Genellikle bu edebiyatın içine giren ürünleri verenler, tarikatlarda yetişmiş şeyh ve dervişlerdir. Şiirlerinde her türlü bağnazlığa karşı çıkmış, hoşgörüyü ve katıksız Tanrı sevgisini savunmuşlardır. Bağnazlık ve umutsuzlukla halkı korkutmaktansa, onu, umut, sevgi ve seviyle Tanrıya yaklaştırmanın daha doğru olacağı inancıyla şiirlerini yazmış ve söylemişlerdir. Halktan kopmamış özleri ve sözleriyle halka yönelmişlerdir.
3- Halkın anlayacağı bir dil kullanılmakla beraber Arapça ve Farsça sözcüklere yer verilmiştir.
4- Şiirlerde hem hece hem aruz ölçüsü kullanılmıştır.
5- Nazım birimi dörtlüktür; ama gazel biçiminde yazılan ilahiler de vardır.
6- Allah aşkı ve Allah’ın görüntüsü olarak kabul edilen insan sevgisi konu edilmiştir.
7- İlahi, nefes, deme şathiye, devriye, nutuk gibi nazım türleri vardır.
8- Efsaneler, evliya menkıbeleri, tezkireler düz yazı türündeki eserlerdir.
9- Genellikle sade bir dil kullanılmıştır.
10- Tasavvuf hareketi edebiyatımızda Türkistan’da Ahmet Yesevi ile başlamıştır.

Tekke Edebiyatında Kullanılan Tasavvuf Terimleri
Aşk: Tasavvufun özünü “Ben gizli bir hazine idim. Bilinmeyi istedim alemi yarattım.” kutsi hadisine dayanır. Bu hadisin içeriğinde aşk vardır. “Vahdet-i vücut” felsefesi de Allah’ı bilmeyi aşk yoluyla gerçekleştirmek ister. Allah aşkı “hakiki aşk”tır. Allah aşkı dışındaki aşka mecazi (beşeri) aşk denir.
Aşık: Seven. Allah aşkıyla yanan kişi, derviş, mürit. Çile: Eziyet, sıkıntı. Tasavvufta nefsi olgunlaştırmak için çekilen sıkıntılar. Fena: “Yok olma” anlamında kullanılır. Beka sözcüğünün karşıtıdır. Fani gelip geçici, kalıcı olmayan, ölümlü, ölücü anlamlarında kullanılır.
Fenafillâh: “Ölmeden önce ölmek” demektir. Tasavvuf inancına göre, evrende Allah’ın vücudundan
başka gerçek anlamda vücut yoktur. İnsan ise Allah’ın aşkıyla her şeyden geçerek her şeyi unutarak bütün varlığını yok edip kendisinden koptuğu Allah’a dönecektir. İşte bu dönüşe, insan nefsinin mutlak varlık olan Allah’ın vücuduna karışışına fenafillâh denir.
İnsan-ı kâmil: Nefsini yenerek olgunlaşmış kişi.
Kadeh, kase, cam: Aşığın kalbi.
Kesret: Çokluk, bolluk. Tasavvufta vahdetin zıddıdır. Allah dışındaki her şeydir.
Saki: Kadeh sunan, içki veren. İlahi aşkı sunan mürit, şeyh. Sarhoş: Allah aşkıyla kendinden geçen kişi.

Şarap: Allah aşkı.
Masiva: Allah’tan başka her şeye denir.
Maşuk: Sevgili, sevilen. Tasavvufta sevgili Allah’tır.
Meclis: Oturulacak, toplanılacak yer. Tekke cemaati.
Meyhane: Tekke, dergâh.
Mürit: Bir şeyhe bağlı olan kişi. Allah’a ulaşmaya çalışan kişi.
Mürşit: Müritlere yol gösteren kişi, tarikat piri, şeyh.
Tekke, dergah: Tarikat mensuplarının topluca ibadet ve törenlerini yaptıkları yere denir.
Vahdet-i vücut: Birlik, Allah’ın birliği. Kesretin zıddı. Bütün varlıklar Allah’ın esma ve sıfatlarından ibarettir. Bütün varlıklarda çeşitli şekillerde ortaya çıkan O’dur. Her şey O’nun varlığına ve birliğine delalet eder. O olamadan hiçbir şey olmaz.

Lys edebiyat sınavında halk edebiyatı ve özellikleri hakkında 1 soru çıkmaktadır.

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.